Ne Aramıştınız ?
  • Çalışma Saatleri : 10:00 ~ 19:00

Otizim Spektrum Bozukluklarında Erken Dönem Ayırt Ediciler  Prof. Dr. Özgür YORBIK (Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı)

Otizim Spektrum Bozukluklarında Erken Dönem Ayırt Ediciler 

Prof. Dr. Özgür YORBIK (Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı)

 

Çok erken dönemde ayırt edici belirtiler:

Yapılan çalışmalarda, normal gelişen ya da gelişimsel geriliği olan çocuklardan otizmi ayırt edici erken belirtilerin, ismi ile çağrıldığında sese yönelim göstermeme, diğer kişilerin yüzlerine bakmama, ortak dikkat, duygusal paylaşımının olmaması ve taklit etmemesi olduğu ileri sürülmüştür. Otizm olan çocuklarda bir yaş öncesinde özgül olmayan bir takım belirtiler (ör. uyku, yeme ve mizaç özelliklerinde özgül olmayan farklılıklar) gözlenmiş ise de bu belirtiler ayırt edici olarak bulunmamışlardır.

Otistik spekturum bozukluklarında, yukarıda sıralanan belirtilerin hepsinin görülmesi ve izlenmesi şart değildir. Bu belirtilerden bir kısmı çocuğunuzda mevcutsa vakit kaybetmeden bir çocuk ergen psikiyatisine baş vurunuz. Erken tanı ve müdahale iyi gelişim açısından son derece önemlidir.

Yapılan çalışmalar sonucu otizmde iki tip başlangıç şekli olduğu ileri sürülmektedir

1) Erken başlangıç şekli: Olguların çoğunda bu tip başlangıç görülür.  Belirtiler ilk yıldan itibaren vardır.

2) Regresif otizm: Görünüşte normal gelişim gösteren bir çocuğun ilk iki yılda kazandığı becerileri kaybetmesiyle birlikte otizm ya da yaygın gelişimsel bozukluk belirtilerinin ortaya çıkmasıyla karakterizedir. Olguların yaklaşık olarak %20 ile %50’sini bu tip oluşturur. Ancak son yıllarda, erken dönemde gelişimsel geriliğin yanında daha sonra regresyonun olduğu bir tipin ya da ilerlemenin görülmediği ve gelişimsel bir platonun görüldüğü başka bir tipin olabileceği ileri sürülmektedir.

Diğer klinik özellikler:

Bazı otistik çocuklar belirgin bir neden yokken gülme ya da ağlama nöbetleri şeklinde ani mizaç değişiklikleri gösterebilirler. Düşünce ve duygulanımda uygunsuzluk gözlenebilir. Otistik çocuklar duyusal uyaranlara (örneğin, sese ya da ağrıya) aşırı duyarlı ya da duyarsız olabilirler. Kendilerine konuşulduğunda seçici olarak aldırmazlar ve özellikle yüksek fonksiyonlu olanlar başta olmak üzere yaygın gelişimsel bozukluğu olan çocuklarda dil ve iletişim bozuklukları sıklıkla işitme kaybı olarak değerlendirilebilir. Diğer taraftan bazı seslere (bir kol saatinin çıkardığı ses, TV reklâmları gibi) son derece duyarlı olabilirler. Bazı otistik çocuklar başka kişileri ya da yiyecekleri koklayabilirler ve bazı tatlara oldukça duyarlıdırlar. Böyle bir durum otistik bir çocuğun diyetini oldukça sınırlayabilir. Bazen otistik bir çocuğun ağrı eşiği yüksektir ya da ağrıya verdiği yanıt değişiktir. Otistik çocuklar kendilerini ciddi bir şekilde yaralayabilirler ve ağlamayabilirler. Birçok otistik çocuğun müzikten hoşlandığı görülür. Sıklıkla sözcükleri söylemeden ya da tümce kurmadan önce bir melodiyi mırıldandıkları ya da bir şarkıyı söyledikleri bilinmektedir. Bazıları özellikle dönme, yüzme ve yukarı aşağı hareketler gibi vestibular uyarılardan hoşlanırlar. Küçük otistik çocuklarda aşırı hareketlilik sık görülür. Hareketlerde azalma daha seyrektir. Eğer böyle bir durum varsa sıklıkla aşırı hareketlilikle değişmeli olarak görülür. Birçok otistik çocukta görülen aşırı etkinliğin yerini ergenlikte sıklıkla etkinlik azlığı alır. Bazen belirgin depresif duygular olmaksızın psikomotor gerilik ve girişimcilik kaybı olabilir. Saldırganlık ve öfke nöbetleri belirgin bir neden yokken ya da bir değişiklik ya da isteğin olmaması durumunda görülebilir. Başını vurma, ısırma, tırmalama, saçını çekme gibi kendini yaralama davranışlarında bulunabilirler. Otistik çocuklarda kısa dikkat süresi, bir görevi tamamlamada yetersizlik, uykusuzluk, beslenme ve yeme sorunları ile idrar kaçırma sık olarak görülmektedir.   Otistik bozukluğu ve zeka geriliği olan yetişkinlerin, aynı düzeyde zekası olan ancak otistik bozukluğu olmayan yetişkinlere göre törensel davranışlarının, aynılıkta ısrarlarının, garip davranışlarının daha fazla olduğu bildirilmektedir. Aynı şekilde otizmi olan kişilerin kendilerini eğlendirmede daha fazla güçlükleri olduğu ve yalnız kalmayı tercih ettikleri ileri sürülmektedir. Bazı çocuklarda olağan dışı ya da erken gelişmiş bilişsel veya görsel motor yetiler vardır. Yaşıtlarına göre hesap yapabilme yetenekleri olağan dışı gelişmiş olabilir, çok daha erken yaşta okumayı öğrenebilirler ya da müzikal yetenekleri ve bellek becerileri daha iyi olabilir.

Küçük otistik çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonları, yoğun geğirme, ateşli nöbetler ve kabızlık daha sık olarak görülmektedir. Bir çok otistik çocuk hastalıklara normal çocuklardan daha farklı tepki göstermektedir. Bu olgunlaşmamış ya da anormal otonom sinir sisteminin işlevini yansıtabilir. Otistik çocuklardaki enfeksiyon hastalıklarında ateş yükselmeyebilir, sözel olarak ya da mimiklerle ağrıdan şikayetçi olmayabilir ve keyifsizlik görülmeyebilir. Hatta hasta olduklarında davranışlarında ya da ilgilerinde iyileşme meydana gelebilir.

Otistik bozuklukta epileptik nöbetlerin %4-32 arasında görüldüğü bildirilmektedir. Bu oran topluma göre (%0.4 – %0.6) önemli derecede yüksektir. Epileptik nöbetlerin başlaması en sık erken çocukluk çağındadır ve ikinci artış ergenliğin başlangıcı sırasındadır. Otistik çocukların %10-83’ünde çeşitli EEG anormallikleri bulunmuştur.

Tedavi:

Otistik spektrum bozukluklarını tedavi eden bir ilaç veya yöntem henüz geliştirilememiştir. Özel eğitim yöntemleriyle, çocuğun özellikle sosyal iletişim etkileşim becerilerinde normal gelişim düzeyini yakalaması amaçlanmaktadır. Öfke patlamaları, uyku sorunları, dikkatini sürdürmede güçlük, takıntılı davranışlar, aşırı hareketlilik, depresyon ve kaygılar gibi diğer durumlarda ilaç tedavisinden yarar sağlanabilir.