Ne Aramıştınız ?
  • Çalışma Saatleri : 10:00 ~ 19:00

Uyum Bozuklukları

Uyum Bozuklukları

 UYUM BOZUKLUKLARI

Prof. Dr. Özgür YORBIK (Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı)

 

Uyum bozuklukları, stres etkenlerinin başlamasından sonraki 3 ay içinde gösterilebilir stres etkenlerine bir tepki olarak oluşan ve toplumsal, mesleki ya da eğitim ile ilgili işlevsellikte belirgin bir bozulmaya neden olan duygusal ve davranışsal belirtilerin gelişmesi olarak tanımlanır. Stres etkeniyle maruz kalma sonucunda beklenenden daha fazla ve belirgin sıkıntı oluşur.

Uyum bozukluklarının;

-Kısa depresif tepki,

-Uzamış depresif tepki,

-Bunaltı ve depresif tepkilerin birlikte görüldüğü karışık tip,

-Davranım bozukluklarının belirgin olduğu tip,

-Duygusal bozukluk ve davranım bozukluğunun birlikte görüldüğü tip,

-Başka duygusal bozuklukların belirgin olduğu tip,

-Başka belirtilerin belirgin olduğu tip olmak üzere yedi alt tipi vardır.

Başka belirtilerin belirgin olduğu tip, çocuklarda altını ıslatma, bebek gibi konuşma, parmak emme gibi regresif davranışlar ile de örneklenebilir.

Uyum bozuklukları sıklıkla, akademik, sosyal, mesleki, ekonomik güçlüklere, disiplin ya da hukuk sorunlarına ve diğer psikiyatrik bozukluklara zemin hazırlar.

Bozukluğun tanımı gereği bu durumun oluşabilmesi için en az bir stres etkeni gereklidir. Stres etkeni; aile içi şiddet, boşanma, aileye yeni üyenin dahil olması (kardeş, üvey anne/baba vb.), aile üyelerinden birinin kaybı, ekonomik sıkıntılar, farklı bir yerleşim birimine taşınma, okul değiştirme, akranlarla ilişkilerdeki zorluklar, yakın ikili ilişkilerdeki sorunlar, fiziksel bir hastalık vb. olabilir.

Ancak aynı stres etkeni, bütün çocuk  ve ergenlerde uyum bozukluğunu meydana getirmemektedir. Bu durum, bozukluğun oluşumunda genetiğin, huyun, kişilik organizasyonunun, grup ya da kültürel değer yargılarının önemine işarettir.

Stres etkeninin ciddiyeti, her zaman bozukluğun ciddiyetiyle eşdeğer değildir.  Örneğin bir iş kaybı, bazen bir sıkıntının azalması anlamına gelirken, bazen oldukça kötü bir yaşantıdır.

Yapılan bir çalışmada, ergenlerde stres etkenlerinin erişkinlere göre daha kronik olduğu ortaya konulmuştur. Okul sorunları ergenlerde belirtilerin meydana gelmesinde en çok tanımlanan stres etkeni olmuştur.

Stres etkenine maruz kalma sırasında kişide psikiyatrik belirtiler varsa, uyum bozukluğu belirtilerinin gelişme olasılığı artmaktadır.

Psikoanalitik yaklaşımda, kişinin strese yanıt vermedeki yeterliliğinde, çocuğun yetiştirildiği çevrenin ve annenin önemi vurgulanmaktadır.

Diğer bozuklukların tersine, uyum bozukluğunu tanımlayan açık ve özgül belirtiler yoktur. Ayrıca stres etkeninin doğası ve ciddiyeti de çok açık değildir. Uyum bozukluğu tanısının konulabilmesi için tanımlanabilir bir psikososyal stres etkeninin olması ve bu etkene karşı gelişmiş duygusal ve davranışsal belirtilerin olması gereklidir. Bu stres etkeni beklenenden çok fazla sıkıntıya neden olmalıdır ve toplumsal, mesleki ya da eğitimsel işlevselliği bozmalıdır. Stres etkeni, kısa süreli, tekrar edici, sürekli, tek ya da çoğul olabilir. Stres etkeninin doğası, anlamı, yaşantı biçimi ve stres etkenine olan tepki kültürler arasında farklılık  gösterebilir. Belirtiler stres etkenine maruz kalmadan sonraki 3 ay içinde herhangi bir dönemde çıkabilir. Stres etkeni süreklilik kazanırsa bozukluk kronik bir hale gelebilir.

Uyum bozukluğu olan çocuk ve erişkinlerde depresif belirtiler en fazla görülen belirti grubudur.

Diğer belirtiler ise;

-İnsomnia,

-Sosyal içe çekilme,

-İntihar belirtileri,

-Anksiyete,

-Dikkatsiz araç kullanma,

-Saldırgan davranışlar,

-Kanuni sorumlulukları yerine getirmeme ya da yasaları çiğneme,

-Alkol ve madde kullanımıdır.

Davranışsal belirtiler ergenlerde daha sıktır. Ergenlerde en sık görülen stres etkeni okul sorunları iken; erişkinlerde evlilik problemleri baştadır. Fiziksel belirtiler ise en çok çocuklarda ve yaşlılarda görülmektedir.

Uyum bozukluğu önemli bir derecede intihar girişimi ile birliktedir. İntihar riski taşıyan hastalarda madde kullanımı, saldırgan davranışlar ve kaygı belirtileri, intihar riski taşımayan uyum bozukluğu yaşayan hastalara göre istatistiksel olarak daha çok görülmüştür.

Uyum Bozukluğu Tipleri

-Depresif duygu durumla giden uyum bozukluğu:

Depresif duygu durum, ağlamada artma ve umutsuzluk, hiposomnia, benlik algısında düşme ve intihar belirtileri görülebilir. Bu alt tipin depresif bozukluk ve yastan ayırt edillmesi önemlidir.

-Anksiyete ile giden uyum bozukluğu:

Kaygı, çarpıntı, ajitasyon, irritabilite, motor aktivitede artma gibi belirtiler gözlenir. Bu alt tipin anksiyete bozukluğu belirtilerinden ayırt edilmesi önemlidir.

-Karışık anksiyete ve depresif duygu durumla giden uyum bozukluğu:

Yukarıda belirtilen anksiyete ve depresif belirtilerin her ikisi birden görülür; ancak bir depresyon ya da anksiyete bozukluğunun tanı ölçütleri ile karşılanmaz.

-Davranım bozukluğu ile giden uyum bozukluğu:

Yaşına ve gelişimsel düzeyine göre başkalarının temel haklarını hiçe sayma, sosyal kural ve normlara uymama, dürtüsellik, yetersiz iç görü, saldırgan davranışlar, okuldan kaçma, eşyaya zarar verme, dikkatsiz araç kullanımı ve kavgacılık gibi belirtileri içerir. Bu alt grup davranım bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğundan ayırt edilmelidir.

-Karışık duygu ve davranım bozukluğu ile giden uyum bozukluğu:

Alkol ve madde kullanımı, düşmanca tutumlar, saldırgan davranışlar, cinayet işlemeye yönelik düşünceler, depresif duygu durum ve anksiyete belirtileri gibi yukarıda bildirilen emosyonel ve davranım bozukluğu belirtilerinin her ikisi birden görülür.

-Belirlenmemiş:

Strese karşı oluşan uyumsal olmayan tepkileri içeren bir kategoridir. Fiziksel bir hastalığı yoğun bir şekilde inkar etme, tedaviye ciddi uyumsuzluk, belirgin depresif ya da anksiyöz duygu durum olmaksızın gözlenen sosyal içe çekilme, fiziksel yakınmalar, işte ya da okulda ketlenme gibi örnekler verilebilir.