Ne Aramıştınız ?
  • Çalışma Saatleri : 10:00 ~ 19:00

SINAV KAYGISI

SINAV KAYGISI

SINAV KAYGISI

Prof. Dr. Özgür YORBIK, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı 

Sınav kaygısının anlayabilmek için genel olarak “kaygı nedir? Nasıl oluşur? Kaygının hazırlayıcıları, belirtileri ve vücuttaki etkileri nelerdir?” gibi başlıkları anlamak gerekir.

Gelecekteki hayali veya gerçek bir tehdit karşısında organizmanın verdiği duygusal, bilişsel davranışsal ve somatik tepkilerin bütünü kaygı olarak tanımlanabilir. Bu durumun nesnesi belli ise ve şiddeti fazlaysa ve daha kısa süreliyse genellikle koku adını alır. Kaygıların ise nesnesi daha müphemdir, şiddeti daha azdır, ancak daha fazla süreklilik eğilimi gösterir. Dozunda olan kaygıların ve korkuların koruyucu ve yaşamsal önemi vardır. Belli dozdaki kaygılar, uyum yetisini, dikkati ve öğrenme becerilerini arttırır. Aşırı kaygı ve korku durumlarının organizmaya yarardan çok zararı vardır.

Aşırı kaygı ve korkunun olumsuz etkileri

  • Dikkat ve bellek becerileri bozulur.
  • Problem çözme becerileri bozulur.
  • Mide sekresyonu artar (gastrit, ülser gibi hastalıklara zemin hazırlanır)
  • Kaslar gerginliği ve kas ağrıları oluşur
  • Sürekli ve aşırı kaygı stres kimyasalları yoluyla beyin gelişimine ve beyine doğrudan zarar verir (ör. hipokampus bölgesinde hücre ölümü oluşur).
  • Kalp damar hastalıklarına yatkınlık artar
  • Uyku niteliği ve niceliği bozulur.
  • Kendilik algısını ve kendine güveni olumsuz etkiler.
  • İş başarısını, verimliliği ve ders başarısını olumsuz etkiler.
  • İnsan ilişkilerini ve sosyal alanı olumsuz etkileyebilir.
  • Çocuk ve ergenlerde potansiyelinin değerlendirilmesinde bir engel olarak karşımıza çıkar.

KAYGININ OLUŞUMUNDA NELER ETKİLİDİR?

  1. Biyolojik ve genetik etkenler

Organizmanın stres karşısında verdiği tepkilerde değişkenlikler olabilir. Kimi organizma bir birim strese tepki verirken diğeri 5 birim strese tepki verebilir. Strese verilen tepkiden doğuştan genetik ve biyolojik bir takım etmenlerin katkısı olabilir. Genellikle, anksiyete bozukluğu görülen kişilerin akrabalarında anksiyete bozukluğu oranları daha yüksektir. Sınav kaygısında da benzer durumlar söz konusu olabilir.

  1. Çevresel etkenler

Olumsuz / travmatik yaşam olayları anksiyete bozukluklarının oluşumuna katkısı olabilir. Sınav kaygısında da, daha önce olan başarısızlıklar ve iniş çıkışlı bir başarı grafiği kaygıya olan yatkınlığı arttırabilir.

  1. Anne baba öğretmen ve arkadaş tutumları

Anne baba tutumlarının sınav kaygısının oluşumunda rolü olabilir. Aşırı koruyucu kollayıcı, mükemmeliyetçi, müdahaleci, sabırsız, eleştirici ve çocuktan beklenti düzeylerinin yüksek olması kaygı oluşumunu kolaylaştırabilir.

Anne ve babaların, öğretmenlerin veya çocuğun kendisinden başarı ile ilgili beklentisi, gerçek potansiyelin ne kadar üstünde ise o kadar kaygı oluşumu beklenir.

Anne babanın başarı odaklı olması ve çaba yerine sonuçlarla ilgilenmesi, çocukta “başarısız olursam sevilmem ve kabul görmem” düşüncesine neden olabilir. Sınav kaygısının oluşması kolaylaşabilir.

Anne babada, öğretmenlerinden veya arkadaşlarından, dersleri ile ilgili alınan aşırı eleştiriler kaygıyı arttırabilir.

Bazen de hep başarılı olmuş bir öğrencinin “sen başarırsın” sözleriyle kaygısı artar. Burada, öğrencinin kaygısını oluşturan biraz da insanların güveninin kaybetmesi ile ilgili endişesinden kaynaklanabilir.

  1. Eşlik eden psikiyatrik bozukluklar

Kaygı bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve öğrenme bozukluğu olan kişilerde sınav kaygısı genel olarak daha yüksek oranda gözlenir.

  1. Düşünce tarzı (bilişsel etkenler)

Sınav kaygısı olan kişiler genelde küçücük bir başarısızlık durumunda hemen sınavdan kalacaklarını düşünürler. Sınavda çalışacağı yerlerden gelmeyeceğini, karıştıracağını ve başarısız olacağını söylerler. Bu düşünce tarzının oluşumu diğer kaygı sorunlarının oluşumuna benzerdir.

Beyin yaşadığı olay ve tecrübelerden genelleme ve hipotezler oluşturarak yeni durumlara çözümler getirir. Bu genelleme ve hipotezler kişinin seçimlerini de belirleyebilir. Ancak söz konusu genelleme ve hipotezler her zaman gerçeği yansıtmazlar ve işlevsel değildirler. Oluşan bu olumsuz hipotez ve genellemeler (negatif şemalar) ile kendimize olan güvenimiz, üretimimiz, insan ilişkilerimiz, hatta duygu durumumuz olumsuz etkilenebilir.

Negatif şemalar kişide şu yollar ile oluşabilir:

Aşırı genelleme

Yeterli veri olmadığı halde, sınırlı sayıda kanıtla kesin sonuçlara ulaşmadır. Küçük başarısızlık veya yetersizliklerden felaket içeren sonuçlara ulaşılır. Sınavına hazırlanırken sadece bir soruyu çözemeyen öğrencinin, “ben kesin sınıfta kalacağım, mahvoldum” demesi.

Keyfi çıkarımlar yapma

Yeterli kanıt olmadığı halde, hatta tersine kanıtlara karşın, gerçekte olmayan sonuçlara ulaşılmasıdır. Ör. Bilgisi iyi olan ve sınavından 90 alan bir öğrencinin “ben başarısızım” demesi.

Seçici soyutlama (zihinsel filtreleme)

Daha önemsiz detaylara dayanarak olumsuz çıkarımlarda bulunmadır.

Örneğin çalışması ve bilgisi yeterli olan bir öğrencinin 100 puan aldıktan sonra. Sadece yapamadığı soruyu referans alarak “ben başarısızım” demesi.

Kişiselleştirme

Kendisi ile ilgili olmayan olayları kendisinden kaynaklandığını düşünmedir.

Örneğin sosyal kaygısı olan bir öğrencinin, kendi aralarında gülen diğer çocukların gülmesini “bana gülüyorlar” diye algılaması. Aslında hiç öyle olmadığı halde, karşısında konuşmayan birisinin “bana kızdı ondan konuşmuyor” demesi.

Etiketleme

Daha önceki olumsuz tecrübeler veya düşüncelere dayanarak kişinin kendisine bir takım yaftalara takarak çıkarımlar yapmasıdır.

Ör. “Ben tembelim.” “Benim kafam basmıyor”.

Büyütme, küçültme ve olumluyu yok sayma

Bazı durumları değerlendirirken sadece bir kısmına bakıp gerçeği yansıtmayan çıkarımlarda bulunmadır. Örneğin başarılı olduğu alanı küçümserken (çok kolaydı ondan iyi not aldım; “küçültme”), dersine genel olarak hâkim olan bir öğrencinin, sadece tek bir konuyu iyi öğrenemediği için başarısızım demesi (büyütme). Kendi edimleri, başarıları önemsizdir/küçüktür; başarısız olduğu alanlar önemlidir/büyüktür (olumluyu yok sayma). Örneğin iyi bir üniversiteden mezun olmuştur: “ne olacak ki, isteyen herkes zaten bu üniversiteden mezun olur.”

Duygudan sonuca ulaşmak

Sadece hissettikleri veya duyguları ile çıkarımlar yaparak sonuca ulaşmaktır. Örneğin bilgisi başarısı iyi bir öğrencinin, sınava iyi hazırlandığı halde, “Başarısız olacağımı hissediyorum” demesi.

Hep ya da hiç şeklinde düşünme

Tüm tecrübe, başarı ve yetilerin uç durumlarda değerlendirilmesidir. Örneğin, “Birinci değilsem başarısızım.”

Zorunluluk ifadelerini kullanma

Davranış, düşünce ve duygular ile ilgili kesin katı kuralları takip etmedir.

Böyle bir durumda, “-meli; -malı” ekleriyle biter. Örneğin, Kusursuz olmalıyım. Asla hata yapmamalıyım. Tüm derslerde mükemmel olmalıyım.

Felaketleştirme

Kanıt olmadığı halde, hatta tam tersi kanıtlar olduğu halde, geleceği tümüyle olumsuz olarak değerlendirmedir. Örneğin “Ne kadar çalışırsam çalışayım asla başarılı olamam”.

Zihin okumak

Diğer kişilerin ne düşündüğünü bildiğimize veya diğer kişilerin bizim ne düşündüğümüzü bildiğine inanma durumudur. Ör. “Herkes beni başarısız görüyor.”

Yukarıdaki negatif şemaların yoğun bir şekilde kullanılması sonucunda, kişinin motivasyonu, kendine olan güveni, kendisiyle ilgili algısı, duyguları, davranışları, hayata bakışı, insan ilişkileri ve başarısı olumsuz etkilenir. Negatif şemaları yoğun olan kişilerde daha fazla kaygı ve depresyon gözlenir. Benzer şekilde negatif şemalar sınav kaygısının oluşumunu da kolaylaştırır.

SINAV KAYGISI NEDİR?

Sınavdan önce veya sırasında, çalışma motivasyonunu ve verimini azaltan, öğrenilen bilgi ve tecrübelerin uygun şekilde kullanılmasını engelleyen, sonuçta başarının düşmesine yol açan sınava yönelik yoğun kaygıdır.

Aşırı olmayan, yeterli düzeyde olan kaygı, kas tonusunu, dikkati ve öğrenme becerilerini arttırır ve kişiyi motive eder. Sınav kaygısı, girilecek sınavın önemi ile örtüşüyorsa, uyanıklık oluşturuyorsa ve çalışmaya motive ediyorsa ve öğrendikçe azalıyorsa normaldir. Sınav kaygısının aşırı olduğu durumlarda öğrenme, dikkat ve başarı olumsuz etkilenir.

SINAV KAYGISI NE ZAMAN AŞIRI VE ANORMALDİR?

  • Olağanın dışı fazla kaygı (ör. çalışmayı, dikkati sürdürmeyi, öğrenmeyi, sorun çözme becerilerini olumsuz etkileyecek düzeyde) var ise
  • Motivasyonunu ve çalışma yetisini olumsuz etkiliyorsa
  • Gayrete, çalışmaya ve öğrenmeye karşın zaman geçtikçe artıyorsa
  • Kalp çarpıntısı, konsantrasyon güçlüğü, çabuk yorulma, karın ağrısı, bulantı, ishal, sık idrara çıkma, uykuda bozulma gibi beden belirtileri varsa anormal olarak değerlendirilmelidir.

SINAV KAYGISININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bilişsel belirtiler

Tekrarlayıcı bir şekilde başarısız olacağını, sınavda soruların çalıştığı yerlerden gelmeyeceğini, heyecandan hatırlayamayacağını, bir şeylerin ters gideceğini ve rezil olacağını düşünür. Düşünceleri organize edemememe, odaklanamama ve dikkatini sürdürememe, donakalma ve bildiklerini aktarmada güçlük gözlenebilir.

Duygusal belirtiler

Başaramama endişesi, aşırı heyecanlanma, motivasyonunu yitirme, moral bozukluğu, bunaltı, kaygı, suçluluk ve üzüntü şeklinde gözlenebilir.

Bedensel belirtiler 

Nabızda yükselme, kalp çarpıntısı, tansiyonun artması, baş dönmesi, terleme, yüzde kızarma, titreme, ağız kuruması, bulantı, ishal, sık idrara çıkma, yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı, karın ağrısı, kas spazmları nedeniyle baş, omuz ve sırt ağrıları, yorgunluk, aşırı uykululuk ya da uykusuzluk belirtileri gözlenebilir.

Davranışsal belirtiler 

Daha çok kaçınma belirtileri gözlenebilir. Sınavı, dersleri, ders başarısını konuşmaktan kaçınma, erken uykuya gitme, ders çalışmama veya çalışmanın çoğu kez ertelenmesi gözlenebilir. Bazen de tam tersine sınav, ders, başarılı olma gibi konular olması gerekenden çok daha fazla kaygılı bir şekilde ifade edilir. Çalıştığı yerlerden gelmeyeceğini söyler, başarısız olduğu alanları tekrar tekrar vurgular. “Sınavdan kalacağım, başarılı olamayacağım” şeklinde söylemler gözlenir.

SINAV KAYGISININ NASIL OLUŞUR?

Sınav kaygısını oluşturan en önemli etmenlerden birisi sınav ve sonrası ile ilgili çoğu zaman gerçeği yansıtmayan olumsuz düşüncelerin oluşmasıdır. Olumsuz düşünceler (ör. Ne kadar çalışırsam çalışayım başarılı olamam; herkese rezil olacağım, annemin babamın güveninin sarsacağım gibi) olumsuz duyguları tetikler (Ör. Kaygı, korku, endişe, suçluluk vb). Olumsuz duygularda, olumsuz düşünceleri tetikleyerek, kendisini besleyen bir döngüye neden olur. Bazı kişilerde, bu düşüncelere ve duygulara vücut da tepki verir (Ör. Kalp çarpıntısı, ellerde titreme, kızarma, kas ağrıları gibi). Davranışsal boyutta genellikle “kaçma davranışı” (ör. çalışmama, erken uyuma, sınav yokmuş gibi sayma, sınava girmeme) veya ruminasyon tarzında “sınavdan ve başarılı olamayacağından” söz etmeler gözlenir.

SINAV KAYGISI İÇİN NE YAPILMALIDIR?

Sınav kaygısı ve eşlik eden bir psikiyatrik bozukluklar bir çocuk ergen psikiyatristi tarafından tanılanmalı ve tedavi edilmelidir.

Genellikle sınava yaklaştıkça sınav kaygısı artar ve sınavda doruk noktasına çıkar. Son anlarda yapılan müdahalenin etkinliği sınırlı olabilir. Erken girişimler genellikle daha etkilidir.

Genel olarak sınav kaygısına terapi veya ilaç tedavisi ile çözüm sağlanabilir.

Bilişsel davranışçı terapilerde, sınav ile ilgili olumsuz düşüncelerin fark edilmesini sağlama, bu düşünceleri durdurma ve geçersiz kılma, yeni bir düşünce yapısı oluşturma hedeflenir.

Ayrıca, nefes teknikleri ve ödüllendirme gibi bazı davranışçı tekniklerden yararlanıla bilinir. Zamanı iyi kullanmanın ve sınav tekniklerinin öğretilmesi öğrencide güven duygusunu ve başarıyı arttırabilir.

EMDR terapisi ile geçmişte bu günkü düşünce tarzını etkileyen olaylardan yola çıkarak düşünce tarzının yeniden yapılandırılması ve kaygı ve bedensel belirtilerin ortadan kaldırılması mümkün olabilir.

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu, öğrenme bozukluğu gibi eşlik eden diğer psikiyatrik veya tıbbi bozukluklar var ise tedavi edilmelidir. Bitkisel ilaçların, balık yağının veya hipnozun sınav kaygısına iyi geldiğine dair bilimsel veri yoktur.

Sınava hazırlama sürecinde düzenli yaşamın önemi vardır. Bu nedenle, uykunun tam alınması, beslenmenin uygun olması, düzenli fiziksel egzersiz yapılması önerilir.

BAĞLANTILAR

https://www.nice.org.uk/guidance/conditions-and-diseases/mental-health-and-behavioural-conditions/anxiety

https://www.psychiatry.org/patients-families/anxiety-disorders/what-are-anxiety-disorders